Akut Koroner Sendroma Dikkat
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahri Akdeniz: “Kalp sağlığında düzenli kontrol hayat kurtarır”
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahri Akdeniz, kalp krizi için risk grubundaki sağlıklı kişilerin 40’lı yaşlardan itibaren düzenli kontroller yaptırarak kalbin ciddi olarak hasarlanması anlamına gelen “Akut Koroner Sendrom”dan korunabileceklerini belirtti. Kalp krizinin, “Akut Koroner Sendrom”un ‘bir alt grubu olduğunu ve krizin de tiplerinin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akdeniz, “Akut Koroner Sendrom, kalbi besleyen koroner damarlarının ani olarak tıkanması ya da ciddi oranlarda daralması sonucunda kalbin hasarlanması durumudur. Yani kalp krizini de kapsayan geniş bir yelpazeyi ifade ediyor. Damarların ani tıkanması kalp kasını besleyen miyokardın tehlikede olmasına yol açar ve dolayısıyla hastanın yaşamı tehlikeye girer. Damar sertliği yapan aterosklerotik plaklar aslında 20’li 30’lu yaşlardan itibaren oluşmaya başlar ve yaklaşık 50’li yaşlardan itibaren de damarı daraltmaya başlar. 5-10 dakikayı geçmeyen ve daha çok efor sırasında gelen ağrılar koroner damarın kalp kasını geçici olarak yeterince besleyemediği durumdan kaynaklanan ağrılardır, stabil (kararlı) koroner damar hastalığı olarak adlandırdığımız bu durum kalp krizi değildir. Ancak koroner damar içindeki plağın aniden yırtılması veya zedelenmesi ile kısa zaman içinde damar içinde pıhtı oluşması ve damarı tıkaması akut koroner sendrom dediğimiz duruma neden olur. Koroner damar hastalıklarında yıllardan beri bilinen beş risk faktörü vardır. Hipertansiyonu, şeker hastalığı olanlar, sigara içenler, kolesterol yüksekliği olanlar ve beşincisi de ailesinde erken yaşta kalp ve damar hastalıklarından birini (inme dahil) geçirmiş olanlar. Günümüzün hareketsiz yaşam koşulları ve bel bölgesinde yoğunlaşmış obezite de riski artıran diğer unsurlardır. Bu faktörlerden bir kaçının birlikte olması riski de katlamalı olarak artmaktadır. O nedenle bu grupta olanların belli aralıklarla kontrole gelmeleri, risk faktörlerini azaltmak için çok önemli. Özellikle sigara içmek, satüre yağ dediğimiz doymuş yağlı gıdalarla beslenmek, stres, fazla kilolar, uykusuz kalmak da riski artırır. Kalp sağlığı için riskli hasta grubunda 40’lı yaşlardan itibaren yılda bir kez kontrol koruyucu yaklaşımlar için çok önemlidir. Kan tahlili ile şeker ve kolesterol ölçümü, EKG ve efor testi ile değerlendirmeler yaparak gerekli önlemleri alabiliyoruz” dedi.
Akut Koroner Sendrom belirtileri nelerdir?
Prof. Dr. Bahri Akdeniz, Akut Koroner Sendromun belirtilerini, hastanede yapılan uygulamaları ve sağlıklı bireyler için koruyucu önlemleri
şöyle anlattı:
“Ağrı genellikle göğüs bölgesinde, halk
arasında iman tahtası denilen sternum kemiğinin
altında baskı hissi ve sıkışma tarzında olmaktadır,
bazen sırtta, iki kürek kemiğinin arasında da olabilir, çeneye sol kola yayılabilir, bazen de kolda uyu-şukluk şeklinde tezahür edebilir. Kalbin arka cidar
enfarktüslerinde olduğu gibi mide ağrısı, bulantı
şeklinde de gelebilir. Göğüsteki ağrıya; bulantı hissi, nefes darlığı, solukluk, çarpıntı, fenalık hissi eş-lik ediyorsa kesinlikle kalp krizi olma riski yüksektir. Ağrı 20 dakikayı geçiyorsa dilaltı hapına yanıt
vermiyorsa belki geçer diye beklemek çok zaman
kaybıdır. Vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna
gidilmelidir. Bunun için de en iyi yöntem 112’yi aramaktır. 112 hizmetinde, en yakın sağlık kuruluşları
ile hızlı koordinasyon sağlandığı için zaman kaybetme riski azalır.”
Hastanede ne gibi işlemler yapılıyor?
“Hasta hastaneye geldiğinde bu damarın bir an önce açılması önemlidir. Damarın açılması da; ya damardan verilen ilaçla olur ya da hastanın anjiyoya alınıp, tıkalı damara stent takılması ile mümkün olabilir ki, bu yöntem daha etkilidir. Hastaneye en kısa sürede gelmek ne kadar önemliyse, hastanın acil servisten bir an önce anjiyo laboratuvarına intikali ve burada damarının açılması da o kadar önemlidir. Çünkü burada da ‘zaman eşittir kalp kası’ demektir. Her geçen dakika kalp kasından geri dönüşümsüz olarak bir şeyler alıp götürür. Çok erken müdahale kalp krizini önleyebilir. Çok geç gelirseniz de o damarı açsanız bile artık giden kas geri gelmez. Bu durumda hastalar ileriki yaşamlarında kalp yetmezliği olarak karşımı-za gelebilirler. Damar açıldıktan sonra büyük oranda ani ölüm riski veya aritmiler sona ermiştir. Hastanın acil servise nakli ve buradan da acil olarak primer perkutan koroner girişim yapacak ekibin toplanması 112 ekibinin de dahil olduğu bir organizasyonu gerektirir. İzmir’de İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde yapılan bir organizasyon ile hastanın oturduğu bölgeye göre 112 ekipleri hastayı hangi hastaneye getireceğini, nerede anjiyo laboratuvarının ve ekibin uygun olduğunu ve koroner yoğun bakımda boş yer olup olmadığını görebilmekte ve ona göre hastayı en yakın sağlık kuruluşuna getirmektedir.”
Koruyucu önlemler neler?
Prof. Dr. Bahri Akdeniz koruyucu önlemleri de şöyle
özetledi:
“Akut Koroner Sendrom ile ilgili en önemli koruyucu faktörlerin başında sigarayı bırakmak geliyor.
İkincisi beslenme önemli. Özellikle yağlı, kolestrolü
yüksek besinlerden, satüre yağ dediğimiz doymuş
yağlı gıdalardan uzak durulmalı. Hatta bu konuda Türk Kardiyoloji Derneği’nin sunduğu bir de yemek
tarifleri kitabı var. Kilolu bireylerin ve şeker hastalı-ğına meyilli olanların özellikle glisemik indeksi yüksek karbonhidratlı gıdalardan uzak kalması gerekli.
İdeal kiloda beden kitle endeksi 25 civarında olmalı.
30’un üzerinde olanlara diyet ve düzenli egzersiz
yapmalarını öneriyoruz. Düzenli egzersiz, haftanın
5 günü 30’ardan 150 dakika şeklinde aşırı yorulmadan yapılmalı. Belli bir tempoda kalp hızı yaklaşık 130
civarında nefes nefese kalmadan tempolu yürüyüş
olabilir. Stresten uzak durmak, geceler boyunca uykusuz kalmamak önemli. Biz buna yaşam şartlarını
düzenlemek diyoruz. Düzenli yaşam ile riski son derece azaltmış oluyorsunuz.”
Göğsünde ağrı şikayeti ile DEÜ Hastanesi’ne getirilen ve burada anjiyo yapılarak damarı stentle açılan 67 yaşındaki Ali Elçi, başarılı müdahale ve Kardiyoloji Yoğun Bakım Ünitesi’ndeki tedavisi sonrası taburcu edildi. Prof. Dr. Bahri Akdeniz, “Hastamız çok kısa sürede hastanemize getirildiği için bu olayı çok az bir hasarla atlatmış oldu” dedi.