Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla İyilikçi Karaoğlan, anestezi alanında her gün ameliyathanelerde kullanılan gazların atmosfere etkisi konusunda anestezistlerin farkındalık düzeyinin büyük önem taşıdığına işaret ederek, "Hekimlerin bilgisi bazı rutin anestezi uygulamalarına da yansıyacak ve böylece sera etkisinde en önemli suçlananlardan olan anestezik gazların da çevre kirliliğindeki payı azaltılabilecektir." dedi.
DEÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı öğretim üyeleri olarak bu konuda bir bilimsel çalışma hazırladıklarını belirten Prof. Dr. Leyla İyilikçi Karaoğlan uzun dönemde kaydedilen iklim verilerine göre yeryüzünün ısındığını, ısınmanın en büyük nedeninin ise sera etkisinin hızlanması olduğunu belirtti. Anestezik gazların da bu ısınmada çok etkili olduğunu ifade eden Karaoğlan, anabilim dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Volkan Hancı ,Doç. Dr. Şule Özbilgin ve Uzm. Dr. Sibel Büyükçoban ile birlikte hazırladıkları bilimsel çalışmayla Türkiye'deki anestezi hekimlerinin ameliyathanede kullandıkları gazların etkisini bilip bilmediğini ölçmeyi hedeflediklerini söyledi. Bu çalışmada Türkiye’de 207 anesteziyoloji hekimine internet ortamında yapılan ankete göre anestezi uzmanlarının yüzde 57'sinin, küresel ısınmanın sebepleri arasında sayılan ve ameliyathanede kullanılan gazların "sera etkisini" bilmediği ortaya çıktı. Ankette katılımcılarının yüzde 23.2'sini eğitim ve araştırma, yüzde 17'sini devlet hastanesi, yüzde 16.9'unu özel hastane çalışanlarının oluşturduğu hekimlere, ameliyathanede kullandıkları gazların sera etkisi üzerine sorular yöneltildi. Çalışma sonucunda, hekimlerin yüzde 57'sinin küresel ısınmanın en büyük nedenleri arasında gösterilen anestezik gazların sera etkisini bilmediği belirlendi. Ameliyathanede kullanılan gazların atmosfere etkisi konusunda yüzde 91.3'ünün eğitim almadığı ve yüzde 41.1'inin anestezik gazlar arasında atmosferi en çok kirleten nitroz oksit kullandığı tespit edildi.
Prof. Dr. Karaoğlan, hekimlere, anket kapsamında 35 soru yönelttiklerini ve ameliyathanede en sık kullanılan gazın, en büyük kirletici nitroz oksit olduğunu öğrendiklerini söyledi. Ameliyathanelerdeki rutin alışkanlıkların değiştirilmesiyle çevre kirliliğinin de azaltılabileceğini dile getiren Karaoğlan, çalışmayla ilgili şunları söyledi: "Günümüzde bir kişinin, kurumun ya da herhangi bir ürünün doğaya saldığı sera gazlarının oranının bilinmesi önemlidir. Başlıca hava kirleticilerinin başında olan nitroz oksit anestezi idamesinde sık kullanılan bir gazdır. Bu gazın ve diğer anestezik gazların doğaya salınımı küresel ısınmaya neden olmaktadır." Prof. Dr. Leyla İyilikçi Karaoğlan, hekimlerin konuyla ilgili farkındalığının artması gerektiğine dikkati çekerek, "Anestezi uzmanlarının konu hakkındaki bilgilenmeleri bazı uygulamalarında basit önlemler almalarına dünyamızın korunmasına katkı sağlayabilir. Düşük akımlı anestezi uygulamaları, ameliyathanelerdeki egzoz sistemlerinin atmosfere verilmesinin önlenmesi, sera etkisi yaratmayan gaz kullanımı, anestezi uygulamalarının yeniden düzenlenmesi çevre kirliliğini de azaltabilir” dedi.
Öte yandan aynı tür bilimsel çalışmanın bu sene Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencileri tarafından Özel Çalışma Modülü (ÖÇM) Farkındalık Projesi olarak yapıldığını belirten Karaoğlan projenin 2018 yılı Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kongresi’nde sunulduğunu, Türk Alman Derneği’nin Purscke ödülü yarışmasında da finale kaldığını söyledi.