Kalp hastalıkları sebebiyle sonuçlanan ölüm, ülkemizde en sık görülen ölüm nedenlerinden biridir. Kalp hastalığı deyince kalbin damarlarının tıkanması, kalp kasının yeterli kasılmaması, kalp kapaklarının fonksiyonlarının bozulması, kalp zarı iltihabı veya doğumsal kalp hastalıkları akla gelir. Bunların içinde kalp damarlarının daralıp tıkanması en sık görülen rahatsızlıktır. Kalbimizi besleyen damarların ani olarak tıkanması, kalp krizi (infarktüs) dediğimiz duruma sebep olmaktadır.
Kalp krizinde sorumlu damarın tıkanması, kişide göğüsün orta bölgesinde şiddetli ve uzun süren bir ağrıya yol açar. Bu ağrı bazı hastalarda sol kola, çeneye hatta sırta doğru yayılabilir. Bazen hastalar ağrı tanımını; baskı, ağırlık gibi ifadelerle tarif edebilir. Terleme de çoğu kez ağrıya eşlik edebilir. Bu noktada zaman kaybetmemek çok önemlidir. Damar tıkanıklığının nedeni de çoğu kez damar sertliğidir. Bu yakınmaları olan hastalar hemen 112’yi arayarak, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Bu durumlarda özellikle ilk 1-2 saat çok önem teşkil etmekte; ne kadar erken müdahale edilirse hasta kalbinde en az hasarla tedavi edilebilir. Bugün kalp krizinden ölüm, hastaneye gelebilen hastalarda %6 oranlarına düşmüştür.
Şunu ifade etmek isterim ki, erken tedavi edilen kalp krizleri eskiden düşünüldüğü gibi korkulacak bir rahatsızlık değildir, zamanında hastanın en yakın sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir.
En önemli damar sertliği nedenleri arasında; aile öyküsü, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği ve sigara yer almaktadır. Kalp krizinden korunmak için aile öyküsü dışındakiler değiştirebileceğiz nedenlerdir. Örneğin ideal kiloda olmak, sigara içmemek, az tuzlu yemek, düzenli hafif egzersizlerle bu risk faktörleri azaltabilir. Bir defa kan şekerimizi, kolesterol değerlerimizi, tansiyonumuzu bilmemiz ve ona göre yaşam tarzımızı değiştirmemiz gerekir. Haftada en az 5 gün günde 45’yı geçecek şekilde yürüyüş, yüzme gibi hafif egzersiz öneriyoruz . Örneğin 45-50 yaşına kadar hiç spor yapmamış birinin, koşmaya başlaması son derecede sakıncalıdır. Aşırı egzersiz özellikle orta yaşlı kişiler için sakıncalı olabilmekle beraber; damar sertliği plaklarının ani yırtılmasına ve damarın ani tıkanmasına da yol açabilir.
İdeal kan basıncı 120/80 mmHg’dır. Ancak kan basıncı birkaç ölçümde 140/90 üzerinde ise hastada hipertansiyon mevcuttur. Bu durumda öncelikle tuzu azaltıp, ideal kilomuza ulaşmaya çalışmak gerekir. Eğer gerekirse hastaya ilaç tedavisine başlanabilir. İlaç tedavisinde mutlaka düzenli kontrollerin yapılması gerekmekle birlikte, gerekirse ilaç değişimi ve dozu hekim tarafından yapılır.
İdeal kolesterol seviyesi , kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL düzeyleri üzerinden yapılmaktadır. Damar hastalığı, şeker hastalığı olmayanlarda LDL seviyeleri 130 mg/dl altında olmalıdır. Ancak kalp krizi geçirenlerde, şeker hastalığı olanlarda, stent takılan veya by-pass ameliyatı olanlarda LDL 100 hatta 70 mg /dl altında olmalıdır. Ciddi diyetle bile kolesterolün ancak %15 kadar düşürülebileceğini bilmekteyiz. Bu nedenle kalp krizi geçiren hastaların hemen hepsinde kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır. Genellikle medyada ve halk arasında bu grup ilaçlarla ilgili negatif bildirimler yer almakla birlikte, bu ifadeler doğru değildir. Bu grup ilaçların hastaların ömrünü uzattığını, tekrar bir kriz riskini ve inmeyi azalttığını çok sayıda titizlikle yapılmış, uluslararası çalışmalarda yer almaktadır. Bu nedenle hastaların bu ilaçları kendi başlarına kesmemesi, hekimin öneri doğrultusunda kullanmaları önem arz etmektedir.
Kalp krizinden korunmak için şeker hastalığına yakalanmamak önemlidir. Çünkü şeker hastalarında, özellikle kontrolsüz şeker hastalarında kalp krizi riski artmaktadır. Bu nedenle ideal kiloda kalmak ve düzenli egzersiz yapmak gerekir. Herkese sağlıklı kalpler dilerim.